Adnan FARUK (Hatay, 2025)
susun kelimeler!
kafamın içi koca bir pazar yeri.
sarınca insanı derinden bir keder,
damla damla birikip okyanuslarca akan düşünceler...
bu içimde kopan, bir muharebe sanki.
hayat, bir mecburiyetler bulvarı
ışıksız, kaldırımsız fakat gürültülü
kimin sesi bu, boynuma bağlı bir kement gibi
beni çeken en kuytulara?
kimin elleri bu, omzumda betondan bir yük sanki
beni gömen derin çukurlara?
akan bir selin içinde ıslak bedenim
kapalı gözlerim ve kupkuru bir yüreğim...
susun kelimeler, susun!
duymuyorum kalbimin sesini
bin yıllık bir melodiyle çalan
her notasındaki özlemle ruhumu saran.
kulak kesiliyorum ama duyamıyorum bu ritmin melankolisini.
ölüm, bir kaçış limanı
bu dalgalı denizden, bu anlamsız sulardan
belki bir kurtuluş durağı, akan bu acımasız zamandan
kimin cenazesi bu, tıpkı bir düğün merasimi
beni özendiren bu sessiz kutlamaya?
kimin toprağı bu, burcu burcu kokan bir hürriyet miski
beni kendimden geçiren, dolup da burnuma?
yalvarırım susun kelimeler, susun artık!
duymak istiyorum yalnızca
ölümün sessizliğini, hayatın neşesini, zamanın cilvesini
duymak istiyorum
ve
konuşmak,
susarak.
