Bencillik Üzerine / deneme

Tunahan GÜDER (SİVAS, 2021)

Kelime haznemizin düşünebilme yetimizle doğrusal bir ilişkisi vardır. Her yeni ve farklı kelime düşünebilme ve olaylara farklı bir şekilde bakabilme yetimizin henüz keşfedemediğimiz kapılarını aralar. Fakat yeni kelimeler şöyle dursun günlük kullandığımız kelimelerde dahi sorunlar yaşarız.

Her gün kullandığımız kelimeler vardır. Anlamını bilmediğimiz üzerine de düşünmediğimiz.  Ezbere kurduğumuz cümlelerle hayatımızı idame ettiririz. Her kelimenin ifade ettiği anlamları tam olarak bilmeden kullandığımızda ise ezbere bir hayat sürmüş oluruz. Ananevi bir kültürle hayatımıza yön veririz. – Hoş ananevi kültürün nesi var ki böyle söylüyorsun denilebilir. Cevap olarak şunu söyleyebilirim ki evet kültürümüzden kopamayız kopmamalıyız da zaten ama yozlaşmalar sonucu bize yanlış telkin ettiği şeyler de yok mudur acaba? –

Bencillik üzerine düşünmediğimiz kelimelerdendir. Belki dünyanın kiri kalplerimize nüfuz ettiğinden belki de tefekkürsüzlüğümüzün neticesinde nöronlarımızın örümcek ağına dönüşmesinden olsa gerek bu kelimeye maddi açıdan bakarız. Fakat bir de manevi tarafı yok mudur?

Bencil sözlükte yalnızca ya da öncelikle kendi çıkarını düşünen kimse demektir. Bir de olaya insanların duygu ve düşünceleri önünden bakmak gerekir.

Dünya da benden başka insanların olduğunu ve onların da sevinebildiğini, üzülebildiğini, kırılıp gücenebileceklerini ve düşünebildiklerini – bazen unutabilsem de – Ernest Hemingway’den öğrendim. Bu tuhaf bir itiraftır çünkü herkes bunu bilir. Fakat bildiğimiz halde bencillik eder insanları bu farkındalığın zekatından dahi mahrum ederiz. Karşıdaki insanı düşünmez, empati kurmaz ve evrenin kendi etrafımızda döndüğünü zannederiz. Halbuki birbiriyle hassas bir denge içinde yaratılmış koca bir sistemin küçük bir parçasıyızdır.

Gerçek birdir ve tabi bir de hepimizin görebildiği kadar bir gerçeklik vardır ki bu da üç aşağı beş yukarı aynı olan ama kişiye göre küçük farklılıklar içeren bir gerçeklik durumu ortaya çıkarabilir. Benim için de. bu durumun bir gerçekliği varsa o da İslam’la yoğurmadığımız düşünebilme yetimizdir.

Tefekkür ve teslimiyetle kalmanız dileğiyle.