Adnan FARUK (Kıbrıs, 2022)
İnsan olarak doğmakla sahip olduğumuz en yüce haktır insanca yaşamak. İnsanlık onurunu benliğimizde bir bütün olarak hissetmek ve bu hisle birlikte meydana gelecek olan güveni, özgürlüğü ve saygınlığı hayatımızda tesis edebilmek, her birimizin vazgeçilmez arzusu ve en tabii hakkıdır.
Peki dünya nüfusunun yüzde kaçı bu hakka ve durumlara sahiptir sizce?
%70?
%80?
%90?
%99 olsa bile sizce bu konuda başarılı sayabilir miyiz kendimizi? Dünyada bir insanın dahi bu haktan mahrum olduğunu düşündüğümüzde insan haklarının tam anlamıyla varlığından söz edebilir miyiz?

Beyaz Mürekkep Edebiyat Ailesi olarak “sömürenler ve sömürülenler” sisteminin çeşitli şekil ve isimlere evrilip hala varlığını sürdürdüğü günümüzde, adeta bir dağ gibi durarak insan haklarına dair farkındalığımızı arttırmak için kalemimizin başındayız. Sizleri doğudan batıya, kuzeyden güneye evrensel niteliğe sahip olan/olması gereken bu hakları yazarak, okuyarak, anlatarak ve insanca bir duruşla direnerek savunmaya davet ediyoruz. Çünkü varlık sahasındaki mevcudiyetimiz, bizlere insanca yaşamayı talep etme hakkını verirken aynı zamanda bu olguyu tesis etmek için elimizden geleni yapma sorumluluğunu da yüklüyor. İnsan olmanın beraberinde getirdiği bu hak ve yükümlülükler çerçevesinde, örneğin bu yazıyı etrafındaki insanlarla paylaşarak insanlığın sesini duyurabilir, daha fazla insanın bugünün anlam ve önemine dair farkındalığa ulaşmasına katkı sağlayabilirsiniz.

Bu dünya hem hepimizin hem de hiçbirimizin. Sanki belli bir güruha aitmiş gibi görünen fakat esasında kimseye ait olmayan bu konaklama tesisinde, her bir ferdin insan onuruna yaraşır bir hayatı arzulaması, onu elde etmek için çaba göstermesi ve her şeyden öte, ona sahip olma hakkının varlığı tartışma kabul etmez bir gerçektir. Ancak hem tarihte hem günümüzde bütün bunlardan da önce gelen yaşama, varolma hakkını dahi koruyamayan, bu hakkı elinden zorla alınan milyarlarca insan mevcut. Yaşadığımız her gün kıymeti vurgulanması gereken bu özel günde, o insanları saygı ve sevgiyle anarken günümüzde hala bu kutsal haklara ulaşamamış milyonlarca insana destek olmak ve onları anlamak için tüm dünyayı bu farkındalığa çağırıyoruz.

Irkçılık, cinsiyetçilik, kan, vahşet ve zulüm… Sonu gelmez bir kuyuya İNdiğimiz bu karadelikten SANdığımız gibi çıkabilmenin yegane yolu İNSAN olmak; İNSANCA yaşamak, yaşatmak ve İNSAN haklarına gerekli özeni ve saygıyı göstermektir.
İnsanca duruşumuzun bir simgesi olan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günümüz kutlu olsun!