Lotus Çiçeği / deneme

Tunahan GÜDER (SİVAS, 2021)

Homeros, Odysseia destanında İthaka kralı Odysseia’in Truva savaşından krallığına dönüş hikayesini anlatır. Doğu ve Batı medeniyetleri arasındaki mücadelenin sembolü ve miladı olan Truva’dan dönüşte en az savaşın kendisi kadar çetindir. 10 yıl süren bu dönüş yolunda türlü tehlikelerle karşılaşan İthaka kralı ve adamları bir gün bir kasırganın etkisiyle gemileri ile birlikte nilüfer yiyenler ülkesine sürüklenirler. Türlü zorluklarla mücadele eden kral ve askerleri için artık bu ülkede de mücadele vakti gelmiştir. Fakat düşman bu sefer dışarıda değil içeridedir. Odysseia’in adamları lotus çiçeğinin büyüsüne kendilerini o kadar kaptırırlar ki ülkelerine geri dönmek istemezler. İthaka kralı zorla onları gemilere bindirir ve adaya dönmemeleri için hepsini bağlar. Bir süre sonra bütün adamları eski hallerine geri dönüp kendilerine gelirler.

Homeros’un bu destanı yazarken ki niyetini bilmiyorum fakat insanın doğumundan ölümüne kadar ki mücadelesinin Odysseia’in başına gelenlerden bir farkı yoktur. Zira insanoğlu da kendi İthaka’sına dönebilmenin yani maddi olarak zihinsel özgürlüğün ve manevi olaraksa asıl huzur kaynağına ulaşmanın mücadelesini verir. Bu mücadele ilk olarak lotusu yiyip zehirlendiğini fark edebilmekle, bunun farkındalığı ile başlar. En zor adımı ilk farkındalıktır fakat mücadelenin sonunu getirmekte ilk adımından daha az çetin değildir. Çünkü bu iki mücadele de asıl olarak irademize karşıdır. Onu ökse otu gibi sararak dışarıdan hoş gösterir fakat hakikat irademizin ölümünü hazırlamaktan başka bir şey değildir. Ve çoğumuz için lotus çiçeğinin büyüsünden kurtulmanın bir yolu varsa o da kendi Odysseia’imizi arayıp bulmaktan geçer.

Tefekkür ve teslimiyetle kalmanız dileğiyle…