Perspektif / deneme

Tunahan GÜDER (Sivas, 2022)

Perspektif ya da bakış açısı… Hayatımızdaki yansımaları çok farklı olan konulardan biridir. Kimi zaman bu konu başkalarıyla iletişimimizde büyük rol oynarken kimi zaman da o başkaları biz oluruz.

Tarım devrimiyle beraber artık daha sosyal bir varlık olan insan için iletişim kaçınılmazdır. Fakat iletişimde kimi zaman insanlarla yaşadığımız soruna sadece kendi açımızdan baktığımız için bazı problemler yaşarız: Kurduğumuz cümleler, vurguladığımız kelimeler ya da yaptığımız herhangi bir fiil bazen yok hükmündeyken bazen de olmadığı halde varmış gibi algılanabilir. Bu tarz durumları gözlemleyebilmek için çok uzaklara gitmek gerekmiyor. Bazen öğrencilerimde bazen tanıdığım insanlarda bu tarz durumlara şahit olabiliyorum. Tabi ki öğrencilerimde bu sorunu aşmak daha kolay çünkü onları karşılıklı konuşturduğum ve hem onları dinlediğim hem de birbirlerini dinleyebilecekleri bir ortam sağladığım için problem ortadan kalkabiliyor. İşte kilit nokta da zaten burası: Gerçekten ama gerçekten karşımızdakini dinlemek, onun baktığı perspektiften bakabilmek. Onun dediğine karşı ne demeliyim diye düşünmeden, önyargılarımızı bir kenara bırakarak, karşıdaki insanın bir insan olarak duyguları olduğunu bilip onu hissetmeye çalışarak dinlemeliyiz. Ayrıca şu da önemli bir ayrıntıdır: Şayet ortada bir sorun varsa bunun makinelerin anlaştığı tarzda 0 ve 1’lerden oluşuyormuşçasına yani evet sen kesinlikle haklısın sen de kesinlikle suçlusun demeden gerekli sorumluluğu üzerimize almamız gerekir. Bu şekilde hareket ettiğimiz öğrencilerimizde sorunları aşarken birbirimizle yüzleşmediğimiz veya yüzleşsek de bu maddelere dikkat etmediğimiz yetişkinlerde maalesef sorunları çözemiyoruz.

Farklı bir perspektifle bakmamız gereken noktalardan birisi de kendimizle olan kısmıdır. Bu kısmı ilk olarak üniversite sınavlarına hazırlanırken fark etmiştim. O zamanlar asıl çözmem gereken şey denemelerdeki sorulardan ziyade kendi moral ve motivasyonumdu. Üniversitedeyken yine farklı bir durum olmadı: 3.Sınıfta Olasılık dersinin vizesinden 15 aldıktan sonra geçmek için almam gereken not 70’ti. 15 aldığın bir sınavdan nasıl 70 alıp geçebilirdin ki? Nitekim final sınavına hazırlanırken neredeyse pes edecek duruma geldim fakat o an bir şekilde geri çekilmedim ve tekrar büyük bir motivasyonla çalışmaya devam ettim ve sonuç biraz da şansımın yaver gitmesiyle de 80 oldu. Bugün de gerek İngilizce öğrenirken gerek yüksek lisans için bilim sınavına hazırlanırken farklı bir şey olmadı. Yine neredeyse pes edecek duruma gelip yine başarabilmek. Kendimize yetersizmiş ve karşımızdaki engele geçmesi imkansızmış gözüyle bakmayı bırakıp daha farklı bir açıdan aynı olaya baktığımızda gerçekten sonuçlar bir anda hiç ummadık şekilde değişebiliyor.

Sonuç olarak eğer bir şeyler ters gidiyorsa bu aslında güzel bir şeydir çünkü size ters giden şeylere farklı açılardan yaklaşmanız gerektiğiyle ilgili bir mesaj verir. Ve bakmanız gereken açıyı yakaladığınız an artık daha iyiye doğru bir değişim an meselesidir.

Tefekkür ve teslimiyet ile kalmanız dileğiyle…